Fuat Uluç (Emekli Albay) anlatıyor:
Asker, politikacı Atatürk, aynı zamanda iyi bir de baba idi. Çocuklarla yakından ilgilenirdi. Bilhassa askeri okulların talebeleri, en çok ilgilendiği kişilerdi. 1929 yılının bir sonbaharında trenle İstanbul’dan Ankara’ya dönmekteydi. Özel tren Hereke istasyonunda kısa bir duruş yapmıştı. Birden, Ata’nın gözü, istasyon meydanında silah çatmış istirahat eden er kıyafetli gençlere ilişti. Ve bunları bir el işareti ile yanına çağırdı. Koşuştular, trenin bir adım yakınında levent (yakışıklı) vücutlular sanki birden çakılıp kaldılar. Gözleri Atalarındaydı. Bir emir bekliyor gibiydiler.
“Siz kimsiniz, ne yapıyorsunuz burada?” Hepsi bir ağızdan gök gürültüsünü andıran bir haykırışla cevapladılar:
“Harbiye stajyeriyiz Paşam, manevraya gidiyoruz.” Fazlaca mütehassıs (duygulanan) olan Atatürk; Bu kısa duraklamadan faydalanarak:
“Size bazı şeyler söylemek isterim!” dedi. Bir an gözlerini onların üzerinde gezdirdi ve şöyle devam etti:
“Madem ki, zabit olacaksınız mesleğinizin size yüklediği sorumluluğu müdrik (idrak ederek) olarak çalışın. Kendinizi geleceğe ona göre hazırlayın; Türk tarihini tetkik ederseniz, göreceksiniz ki, bu millet ne zaman yükseldi ise Türk subaylarının omuzlarında yükselmiş, ne zaman düşmüş işe sabitlerinin çizmeleri altına düşmüştür.”
Harbiye talebeleri Ata’nın bu nasihatini büyük bir dikkatle ve “Hazır ol!” vaziyette dinlediler. Atatürk’ün gözleri denize dalmıştı. Tekrar ağır düşüncelerden sıyrılır gibi bir hareket yaparak:
“Sizin bir marşınız var, onu bana söyleyin.” dedi. Gençlerin marş bitince geri döndü ve arkasında bekleyenlere bir şeyler söyledi. Koşuşmalar oldu. Atatürk, tekrar pencereden dışarıya uzandığı zaman, elinde büyükçe bir paket vardı. Tren ağır ağır hareket ederken, Atatürk gençlere hitaben şöyle diyordu:
“Size bir şeyler ikram etmek isterim. Kusura bakmayın, yol hâli başka bir şeyim yok. Belki hepiniz sigara içmiyorsunuz, belki bir kısmınız içiyor, bir kısmınız içmiyor, ama bu sigara benim sigaramdır. Bundan hepiniz içeceksiniz. Sayıları az olduğu için de tabirimi mazur görün, onları nefes nefes içmenizi isterim.”
Genç Harbiyeliler hep bir ağızdan:
“Sağ ol Paşam!” diye bağırdılar ve Ata’nın attığı paketi havada kaptılar. Atatürk’ün bu sözleri üzerinden 33 yıl gibi çok uzun bir zaman geçmesine rağmen, o günleri yaşayanların kulaklarında çınlamaktadır:
“Nefes nefes içmenizi isterim!”
Tren uzaklaştıktan sonra, uzun uzun Ata’nın ardına bakan bizler, ne demek istediğini çözmeye çalışırken bir karışıklık oldu ve sigaralar kapışıldı. Bunlardan üç tanesi G. M. K. (Gazi Mustafa Kemal) markalı sigara, en kıymetli hatıram olarak kaldı.
Anılarla Atatürk, İstanbul Görsel Yapım Prodüksiyon