Bunların zararlarını anlamak için kapitülasyonları iki esasta ele almak gerekir:
1. Mali ve ekonomik kapitülasyonlar: Vergi almakta bütün bağımsız devletlerin sahip olduğu serbestlik hakkından yoksunduk. Ülkemizde vatandaşlardan aldığımız vergileri aynı ticareti yapan yabancılardan (ecnebilerden) alamazdık. Bunun sonucunda vergi veren Türkler, vermeyen yabancılara (ecnebilere) oranla eşit ticaret durumunda bulunamazlar, bu sebeple rekabet edemezlerdi (yanşamazlardı); bu nedenle ekonomi kuvvetinin esası olan milli ticaretimizin gelişimine olanak bulunamazdı. Gümrük tarifeleri üzerinde devletin egemenlik hakkını kullanmak serbestliği yoktu. Bunun sonucu yalnız bir haktan yoksun olmakla kalmıyordu. Bu sebeple milli sanayinin, milli üretimin korunması mümkün olamazdı. Ticaret anlaşmalarında bugün yapılan şekillerde yabancılarla (ecnebilerle) karşılıklı menfaat hesaplanna dayanan hükümler koymak hakkımız değil idi. Kendi iskelelerimiz arasındaki deniz taşımacılığını kendi bayrağımızı taşıyan gemilere yaptırmak hakkımız yoktu (kabotaj). Her devletin esas haklarından olan bu erişimden yoksun idik. Bütün bunlar milli ekonomiyi yıkıyor ve yok ediyordu. Bugün herhangi bir devlet bu koşullar altında yaşamak zorunda kalsa onun için kısa zamanda iflas etmesi gerçeği onun alın yazısı olur. Ancak Türk milletinin mevcudiyetindeki canlılık yüzlerce yıl bu trajediyi yaşadıktan sonra yeni bir devlet kuracak yeteneği saklı tutmamıza sebep olmuştur.
2. Adli kapitülasyonlar: Türkiye’de her yabancı (ecnebi) konsolosluğunda bir mahkeme vardı. Bunlar kendi şubelerine ait hukuk ve hatta ceza davalannı görürlerdi. Yabancı uyruğundan (Ecnebi) birisi ile bir Türk arasındaki meseleyi çözmek için Türk mahkemelerinin tanık veya suçlu yabancıları (ecnebileri) doğrudan çağırmak ve hazır olmalarını istemek haklan yoktu. Hükümlerin uygulanması ve yerine getirilmesi de hakkımız değildi. İstanbul’daki bu tür davalar yabancı (ecnebi) bir hâkimin de bulunduğu kanşık mahkemelerde görülürdü. Mahkûm olan yabancıları (ecnebileri) Türk hapishanelerine koyamazdık. İflas eden yabancıların (ecnebilerin) işlemleri konsolosluklarda görülürdü. Yargılama hakkı her devlette milletin hükümranlık haklan sırasındadır. Bizim şimdiki Anayasamıza (Teşkilatı Esasiye Kanununa) göre bu hak, millet adına bağımsız Türk mahkemeleri tarafından kullanılır. Bu durumda kapitülasyon döneminin durumlannı karşılaştırmakta vatan çocuklan için hem bir uyanma konusu, hem bir mutluluk sonucu bulunmaktadır.
Sonuç
Büyük milli zafer sonunda imzaladığımız Lozan Anlaşması devletin bir çok büyük meselesini mutlu sonlarla çözerken Türkiye’de kapitülasyonlann her bakımdan tamamen ortadan kalktığını da kaydediyordu.
Cumhuriyetin çocuklan!
İşlerinizle, başarılarınızla siz sizesiniz…
Arada engel yoktur.
Başınız yüksek, omuzlarınız dik ve serbesttir.
Vatanınızı ve birbirinizi seviniz, bağımsız yurdunuzun içinde hakkınız olan mutluluğa kavuşmak elinizdedir.
İstikbal sizin, onur sîzindir.
Çalışınız…
Medeni Bilgiler, S. 386-387-388