Muhterem Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve ayrıntılı söylevim, en nihayet mazi olmuş bir devrin hikâyesidir. Bunda, milletim için ve müstakbel evlâtlarımız için dikkat ve uyanıklığı davet edebilecek bazı noktalar belirtebilmiş isem, kendimi bahtiyar sayacağım.
Efendiler, bu söylevimle millî hayatı sona ermiş farz edilen büyük bir milletin bağımsızlığını nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına dayalı millî ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım. Bugün ulaştığımız netice, asırlardan beri çekilen millî felâketlerin doğurduğu uyanıklığın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu neticeyi, Türk gençliğine emanet ediyorum.
1927 (Nutuk II, s. 897)
Bu nutuk, benim Türk milletine yadigârımdır.
1927 (Atatürk’ten B.H., s. 10)

Afyonkarahisar’da doğdu, Ankara’da büyüdü. Yazmayı, yaratıcı olmayı, okumayı sever; bunlar için yaşar. Yaptığını düşünmez, düşündüğünü yapar. Aklın ve vicdanın yolunda hukukun ve ilmin üstünlüğünü savunur, hayal kurmak yerine hedef seçmeyi düstur edinmiş yazmaya derdinden meyil etmiş fikri hür Atatürk gencidir.