Bildiğiniz gibi, yönetim, genel güçler ile genel hizmetleri yürüten genel araçtır (alettir). Bunda üç öğe görürsünüz: Kuvvet, Örgüt, Ödev. İşte baylar, irade, egemenlik, vs. dediğimiz güç bu güçtür. Ancak bu gücün bölünmeye elverişli olup olmadığını da açıklamak için müsaade buyurursanız, bütünüyle sunabilmek için biraz daha geriye gideceğim.
***
İnsanlar zorunlu olarak birlikte yaşamak ihtiyacında olarak var olmuş yaratıklardır. Bundan ötürü, birlikte yaşamakta olan insanlar bir topluluk oluşturur ki bu topluluk kendisini meydana getiren bireylerin güçlerinin bir araya gelmesinden ortaya çıkar. İşte irade, egemenlik denen güç bu güçtür. İşte bu güç topluluğun gücüdür. Ve bu güç toplumu oluşturan her bireyin ayrı ayrı gücüne üstündür. Belki bu sözlerimden bu gücün maddi bir şey olacağı sanılır. Evet, isterseniz maddi sayın; ancak bu maddiliğin içinde manevi bir güç bulunur. Baylar, bunu da açıklayabilmek için müsaadenizle şöyle diyeceğim: bir toplumun içinde, beraber yaşamanın insan olmaktan, yaradılıştan gelen zorunluğundan ötürü ortak bir topluluk duygusu vardır. Manevi olan bu duygu toplumsal bir güç ve bir araya gelme yolunda bir etki oluşturur.
***
Bir toplumun gücünün kaynağı kendisidir; bir toplumun gücünün kullanılma yeri de o toplumun kendisidir. İki nokta, aradaki sınır eğri büğrü olmadıkça, kesinlikle birbirine uygun düşer. Ulusal irade doğrudan şaşmaz.
Mart 1921, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Hükümet denen kavram, yönetilen şeyden daha az önemli ve daha az bağımsızdır.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Ne kadar ihtilal olmuşsa, ihtilal sırasında hükümet kavramı işlemez hale gelmiştir (getirilmiştir). Ama yönetim devam etmiştir; bir gün bile durmamıştır. Ve hükümet hep çeşitli biçimler almıştır.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I