Yaradılış itibariyle her insan, içinde yaşadığı toplumda hayatın en mutlu, en kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetli olan, kendisinden zayıf olanlan hiçe sayar. Bunun sonucu, huzur, rahat, güven ve düzen içinde yaşamak olanaksızlığıdır. İşte insanlar arasında, kavga yerine birbirine yardım, karşılıklı saygı, düzen koyan, herkese haklannı ve görevlerini tanıtan hukuk kuralları ve bunlann istikrar bulmuş bir şekilde uygulanışıdır. Bu iş ancak, devlet örgütünün ve kuvvetinin bulunması sayesinde mümkündür. Devlet, herkesin haklarını ve görevlerini belirler; hiç kimse belirlenen sınır dışında bir hak iddia edemez. Bunun gibi, kendisi de fazla hiçbir görev ile yükümlü tutulamaz.
Medeni Bilgiler, S. 70-71