Benim buraya gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana tesadüf etti. Bütün millet, bu çemberin içinden nasıl çıkacağını düşünmekle meşguldü. Memleketin uzakbatısı düşman ayaklarına terk edilmiş ve oradaki halk silâha sarılmış, buranın ahalisi ise memleketin felâketten kurtulması için ayağa kalkmış bir vaziyette idi. Ben, işte böyle bir zamanda Erzurum’a geldim. Burada gördüğüm samimiyet, mertlik, vefakârlık benim memleketi kurmak için her türlü fedakârlığı yapmak hususundaki azim ve kuvvetimi artırmış idi. O zamanki vaziyetimi pekâlâ biliyorsunuz. Burada rütbemi, resmî mevkiimi, üniformamı attım ve bütün kâinata ilân ettim ki, milletin sinesinde bir ferdim!
Erzurum, birçok devirlerde birçok defalar tecavüze, taarruza, tazyike uğramış bir serhat memleketimizdir ve bu yüzden birçok harabeler vücuda gelmiş, buradaki insanların hali cidden elim olmuştur. Artık, bu elim günlerin tekrarına katiyen ihtimal vermemelidir. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcudiyeti, Erzurum ve havalisinin hayatıyla alâkadar olmakta, onun huzur ve emniyetine tamamen kefil olmaktadır.
1924 (Atatürk’ün S.D.II, s. 204)