Milletin mevcudiyetini tanımayı küçüklük sayanlar, kendilerinin Allahın gölgesi olduğunu iddia gafletinde, cüretinde, sahtekârlığında bulunanlar, en nihayet bu mukaddes varlığa, ilk defa bu şehirde hürmete mecbur edilmiştir. Bu noktayı izah için bir iki kelime ilâve edeyim. Cümleniz hatırlarsınız ki, Sivas Kongresi’nden sonra Heyet-i Temsiliye, milletin iradesini temsil etmek üzere teşekkül etmiş idi. Ben, o heyetin başkanı idim.Demin izah ettiğim makam sahiplerinin bir delegesi*, millet mümessilleriyle karşı karşıya gelmeyi kabul ederek İstanbul’dan buraya, Amasya’ya gelmişlerdi. Ben, milletin mevcudiyetine hürmet, iradesine riayet şartını esas olarak içeren bir anlaşmayı o delegeye, burada imza ettirmiştim. İşte bu itibarla Amasya, İnkılâp ve Cumhuriyet Tarihi’nde daima ehemmiyetini muhafaza edecek bir mevki kazanmıştır.
1924 (Atatürk’ün S.D. II, s. 204)

Afyonkarahisar’da doğdu, Ankara’da büyüdü. Yazmayı, yaratıcı olmayı, okumayı sever; bunlar için yaşar. Yaptığını düşünmez, düşündüğünü yapar. Aklın ve vicdanın yolunda hukukun ve ilmin üstünlüğünü savunur, hayal kurmak yerine hedef seçmeyi düstur edinmiş yazmaya derdinden meyil etmiş fikri hür Atatürk gencidir.