Eskişehir’i ve Eskişehir halkını çoktan tanırım; çok iyi tanırım. Mücadeleye başladığımız ilk zamanlarda bir taraftan Yunanlılar İzmir’e çıkmışlardı, diğer taraftan İstanbul’da Halife ve Padişah namı altında bulunan zat, birçok heyetler tertip ederek her tarafa saldırdığı gibi buraya da Hamdi Paşa’yı göndermişti. Onun dayanağı olarak bir ecnebi kuvveti de burada bulunuyordu. Eskişehir’in içinde ve yakınında düşman kuvvetleri vardı, bizim kuvvetimiz de hiç yok idi. Öyle iken halk, vatanperverlikten, kahramanlıktan geri kalmadı. Eskişehirliler, bize çok yardım etmişlerdir. Bunu ordu, millet namına burada tekrar etmeyi bir vazife bilirim. Ondan sonra, askerî harekâtın icabı olarak ordumuz, Eskişehir’e ve Eskişehir halkına fedakârlık yüklemek mecburiyetinde kaldı. Bu fedakârlık büyük kayıpları icap ettiriyordu. Ordunun mevcudiyetini kurtarmak için bu lâzımdı. Eskişehirliler bu felâkete katlanmasını bildiler. Düşman şehre girdi, burasını bir zulüm ve ateş yuvası haline koydu. İşte tahribatın izlerini hâlâ görüyoruz. Şehir halkı bütün bunlara göğüs gerdi. Tebrik ederim!
1923 (Gazi ve İnkılâp, Mahmut Soydan, Milliyet gazetesi, 5. 12. 1929)