Biz de askeriz; biz de bu orduya komuta etmiş adamız. Türk eri kaçmaz kaçma nedir bilmez; eğer Türk erinin kaçtığını görmüşseniz, hemen kabul edilmelidir ki, erin başında bulunan en büyük komutan kaçmıştır. Eğer sizin kaçmanızın alçaklığını Türk erine yüklemek istiyorsanız, insafsızlık ediyorsunuz.(1)
(1) 5 Ağustos 1918’de Sultan 6. Mehmed Vahdeddin tarafından Suriye ve Filistin bölgesindeki 7. Ordu Komutanlığı’na atandığına dair padişah emrini aldıktan hemen sonra sarayda Türk erlerini aşağılayan Türk paşalarının(!) konuşmalarını duyunca, araya girip bu cümleleri söylemiştir.
1918, Hakimiyet-i Milliye gazetesinde yayınlanma tarihi 1925
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Azla yetinmenle, inancınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldırmadığı temiz, demir gibi kalbinle düşmanı sonunda alteden büyük çaban için gönül borcumu belirtmeyi kendime yüce bir ödev sayarım.
Orduya Beyanname, 21 Eylül 1921
Türk ordusunun bir birliği eşdeğerde başka bir birliği, hiç kuşkum yok, yener; iki katını durdurur ve yerinden oynayamaz hale getirir. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünkü fazlasını ulusumuzun yaradılıştan gelen savaşçılığı zaten sağlamaktadır. Ancak bu değeri, ne olursa olsun, korumak gerekir. Buna bir askerlik ilkesi, bir baş kural olarak dikkat edilmelidir. Bunu özellikle bütün arkadaşlarımdan isterim. Türk ordusunun bir birliği eşdeğerde olan başka bir birliği, hiç kuşku yok ki yener, iki katını da durdurur ve yerinden oynayamaz hale getirir. Bu değer korundukça, örgütümüzü, yönetimimizi bu amaca doğru yürüttükçe, Türkiye’nin her türlü saldırıdan, sataşmadan korunacağına kimsenin kuşkusu kalmaz.
Şubat 1924, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Ben Türk ordusunun yabancısı bir adam değilim. Ben orduyla çok küçük rütbeli subaylıktan beri sıkı bir ilişki kurmuş bir askerim. Ben olayların güdümüyle ordunun içinde subay, sonunda da komutan olarak iş görmüş ve kanıma göre başarılı olmuş bir komutanım. Türk ordusunu, onun değerini ve bu orduyla neler yapılabileceğini benim kadar bilen azdır.
15 Mart 1926, Hakimiyet-i Milliye
Tarihte bütün bir yurdu çok üstün düşman kuvvetleri karşısında bir avuç toprağına kadar karış karış kahramanca ve soyluca savunmuş ve varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. İşte Türk ordusu o değerde bir ordudur.
Ekim 1927, Nutuk
Ordumuz, Türk birliğinin, Türk güç ve yeteneğinin, Türk yurtseverliğinin çelikleşmiş bir simgesidir. Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye ülküsünü gerçekleştirmek için yaptığımız düzenli çalışmaların yenilmesi imkansız güvencesidir.
Kasım 1927, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I