Tarih ne güzel aynadır. Özellikle ahlaktan yana gelişmemiş olan topluluklar en yüce kutsal kavramlar karşısında bile insanı küçülten duygulara bağlı kalmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Tarihe geçen bütün olaylarda, bu olaylara yol açanların tutum, eylem ve davranışı onların ahlak düzeyini açıkça gösterir.
Temmuz 1915, Belleten Dergisi, Cilt VII
Çağdaş demokraside, kişisel özgürlükler özel bir değer ve önem kazanmıştır. Artık kişisel özgürlüklere devletin herhangi bir kimsenin karışması söz konusu olamaz. Ancak bu denli yüksek ve değerli olan kişi özgürlüğünün uygar ve demokrat bir ulusta ne demek olduğu, özgürlük kelimesinin kesin bir biçimde düşünülebilen anlamıyla anlaşılamaz. Sözü edilen özgürlük toplumsal ve uygar insan özgürlüğüdür. Bu nedenle kişi özgürlüğü düşünülürken her bireyin ve bütün ulusun ortak çıkarları ve devlet varlığı göz önünde bulundurulmak gerekir. Başkasının hak ve özgürlüğü ve ulusun ortak çıkarları kişi özgürlüğünü sınırlandırır. Kişi özgürlüğünü sınırlandırmak devletin hemen hemen temel ödevidir. Çünkü devlet kişi özgürlüğünü sağlayan bir örgüt olmakla beraber, aynı zamanda bütün özel çalışmaları, genel ve ulusal amaçlar için birleştirmekle görevlidir. “Özgürlük bankasına zararı olmayacak her türlü eylemde bulunmaktır” denildiği zaman yurttaş özgürlüğünün amacı olduğu, devletin bu amacı sağlamak için bir araç sayıldığı söylenmiş olur. Ama ulusun genel çıkar ve amacını koruyacak olan da bu araçtır.
Atatürk’ten Hatıralar, Afet İnan
Bir ülkenin, bir ülke haklarının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat kendi soyundan olan, büyük bildiği kimselerin vefasızlığına uğraması, onlardan büyük zarar görmesi daha acıdır. Bu kalp ve vicdanlar için onulmaz bir yaradır. Kendimizi için değil, ulusumuz için el birliğiyle çalışalım, çalışmaların en güzeli, en yücesi budur.