Bence muhalefet saygıya değerdir. Çünkü o da bir inceleme, bir görüş sonucu ortaya çıkmıştır. Fakat bir görüşe karşı çıkanlar akla uygun ve ölçülü ve haklı nedenlere dayanmazlarsa, muhalefetin hiçbir değeri kalmaz.
***
Ülke olmazsa parti kaç para eder? Önce ülke esenliğe çıkabilsin ki, partiler de ondan sonra siyasal, toplumsal bir temele, bir görüşe dayanarak kurulabilsin.
***
Ulusa dost görünüp de, ilk fırsatta iktidara geçtikten sonra onun gerçek ihtiyaçlarını düşünecek yerde, ülkeyi kendi istediği yönde götüren laf anlamayan, yetkililerin uyanlarına kulak asmayan, ulusta var olan güçleri kendisine bağlamaya çalışan kahraman görünüşlü insanlardan çok acı çekildi. Onun için karabasanların yinelenip süre gitmesi arzu edilir şey değildir.
Ekim 1919, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III
Bu işte uzman olan kişiler bilir ki, yasa yapan insanların bazı üstün nitelikleri olması zorunludur. Bu niteliklerin birincisi şudur: Baylar, yasa öneren, yasa yapan, yasa koyan insanlığın tüm duygularını, tüm tutkularını herkesten çok daha iyi bilir. Fakat kendisini, herkesten çok fazla ve tamamiyle, tüm kapsamıyla bunlardan soyutlamak güç ve yeteneğinde olmalıdır.
***
Bir ulusta, özellikle bir ulusun başında bulunan yöneticilerde birtakım kişisel tutkular ve atışmalar, ulusa, yurda karşı olan ödevin gerektirdiği yüce duygulara üstün geldiği ülkelerde çözülme ve çökme önlenemez
Aralık 1921, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Ulusun irade ve isteklerine uymayanların yazgısı acı bir düş kırıklığıdır, çöküştür.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Ulusu, aklımızın ermediği veya yapmak güç ve yeteneğini kendimizde görmediğimiz konularda aldatarak geçici övgüler isteyecek kadar alçalamayız. Ulusa adi politikacılar gibi yalan vaatlerde bulunmaktan tiksiniriz. Yurt ve ulusla ilgili sorunlarda düşünce ve eylemlerimizde kusur ve eksikliklerimizi görenlerin bizi iyi niyetle uyarmalarından memnun oluruz; onlara teşekkür ederiz. Fakat bizim amacımıza yanlış anlamlar veren ve onu yanlış yorumlayanlara, ulus ve ülkeye ilişkin ülkülerimizin gerçekleşmesine engel olmaya çalışanlara iyi niyetlidir, diyemeyiz. Böyleleri gerçekten hain değilseler, kesin olarak aymazdırlar ve bu nedenle hainliğe, kötülük ve fesata alet olurlar. Biz böyle aymazların, gerçeğin ortaya çıktığı gün yerlere kadar kapandığını gördük. Ulusumuzu gerçek kurtuluşa, mutluluğa kavuşturmak için uygulanmasının zorunlu olduğuna inandığımız ilkeleri eyleme geçirmede duraksamadık. Bu ilkelerin sürekliliğini ve yerleşmesini sağlama almak yolunda ise yasalarımız ortadadır.
***
Ben ve benimle beraber olanlar amacımızın yüceliğin, yolumuzun doğruluğundan eminiz. Bu konuda hiçbir kuşku ve kararsızlığımız yoktur. Ulusumuzun, Türk ulusunun yakın ve uzak tarihini gereği kadar biliriz. Geçmişin derslerini, bugünkü ve gelecekteki yaşamımız için dikkatle göz önünde tutmaktayız. Gördüğümüz hizmetlerle övünüyor değiliz. Yapacağımız hizmetlerin övgüye değer olabileceği ümidiyle avunuyoruz.
3 Ocak 1925, Vakit Gazetesi
Ulusu yönetmede kabul ettiğimiz baş kural, ulusun ortak ve genel düşünce ve eğilimine bağlılıktır. Bu düşünce ve eğilimlerin gerçek ve ciddi bir nitelikte olabilmesi ulusun maddi manevi ihtiyaç kaynaklarından gelmesine bağlıdır.
4 Ocak 1925, Vakit Gazetesi
Bizim akıl, mantık ve zeka ile hareket etmek ayırıcı niteliğimizdir. Bütün yaşamımızı dolduran olaylar bu gerçeğin kanıtıdırlar. Ülke ve ulus işlerinde kişilerin, düşünceleriyle, eylemleriyle zararlı olmak durumuna düşenlere karşı zaman zaman direnişte bulunduğumuz olmuştur. Ulusun gerçek kurtuluş yolunda yürümesine engel olmak isteyenlere karşı sert ve acımasız olmaya yatkınız. Toplumsal düzenimizi bilerek veya bilmeyerek bozacak kimselerin istedikleri gibi davranmasına müsaade edemeyiz. Bunlar doğrudur. Bizden bu konularda sessiz kalmamızı ve yan tutmamızı arzu edenlerin bu isteklerini karşılamıyorsak bunun nedeni ülke ve ulus çıkarlarını her şeyin üstünde tuttuğumuzdandır.
5 Ocak 1925, Vakit Gazetesi
İnsanlar her zaman yüksek, temiz ve kutsal amaçlara doğru yürümelidir. Bu türlü davranıştır ki, insan olanın kafasını, vicdanını doyurur ve bütün insanlık kavramlarını karşılar. Böyle yürüyenler özverileri oranında yükselirler, ve bu çeşit davranış hep açık olur. Çünkü alnı açık, kafası açık, vicdanı açık insanlar tarafından yönetilebilen toplumlar ancak bir anlamda hareketleri izleyebilirler. Düşünce, duygu ve girişimlerini gizli tutanlar, gizli araçlar kullanmaya kalkanlar kesin olarak utanç veren akıl ve mantık dışı hareketlerde bulunanlar olabilir. Böyle girişimlerde bulunanların elde edecekleri sonuç, eninde sonunda, acı bir düş kırıklığından başka bir şey değildir.
Haziran 1926, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III
Biz esinlerimizi gökten ve bilinmeyen, görülmeyen dünyalardan değil, doğrudan doğruya yaşamdan alıyoruz. Bizim yolumuz çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk ulusu, bir de, uluslar tarihinin binbir sıkıntı ve acı dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.
Kasım 1927, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Baylar, sırası gelmişken, saygıdeğer ulusuma öğüt olarak şunu derim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kan ve vicdanlarındaki gerçek özü dikkatle incelemeyi bir an olsun elden bırakmasınlar.
1927, Nutuk
Sevgili arkadaşlarım, siyaset yaşamımızda partilerin yeniden ortaya çıkması, ülkede belediye seçimlerinden önce gelen yakın günlerde oldu. Bu nedenle dikkate değer evrelerin tanığı olduk. Bu gözlemlerin sağladığı tecrübelerden Türk ulusu, yaşaması ve gelişmesi için yararlanmalıdır. Siyasal yaşamımızda karşılıklı etkinliğin verimli gelişmesi, ancak yurttaşlar arasında düşmanlığa yol açılmamasıyla sağlanabilir. Bunun çareleri, partilerin içine sızabilecek, içtenlikle davranmayan ve gizli amaçlar güden kimselerden, yasaların üstünde bir sonuç elde etmek isteyen kişilerden, bütün ulusça nefret edilmesi, bir de Cumhuriyet ilkesine göre çalışan partilerce bu gibilerin etkinliklerinden daima uzak kalınmasıdır.
Kasım 1930, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
“Bizimle beraber yürümek istemeyenlere bir şey diyemiyeceğiz; onlar da istedikleri gibi davranır. Şunun bunun mutsuz olması bizi etkilemez, tersine bizi uyarır, daha dikkatli yapar. Yalnız bizi geriye götürecek olanların izleyecekleri doğrultuya hiçbir zaman göz yumamayız. Bu tutumumuza yasalarımız elverişli değilse o yasaları değiştiririz. En sonunda gerek ve zorunluluk görürsek, bu yolda her şeyin üstüne çıkarak, amacımıza yürümekte hiçbir zaman duraksamayız.
Atatürk’ten Hatıralar II, Afet İnan
Ancak suçunu saklamayıp açığa vuran kimseler bağışlanabilirler. Çünkü bunlar kusurlarını anlamış, pişman olmuş, bir daha aynı yanılgıya düşmemeye karar vermiş kimselerdir. Fakat suçunu başka türlü yorumlayarak savunmaya kalkışanlar, aynı yolda devam edecekler demektir ki, bunları hoşgörüp bağışlamak doğru değildir.
Atatürk’ten Hatıralar, Afet İnan
Ben namuslu bir adamım; benimle arkadaş olanların da namuslu olması gerek.
Atatürk’ten Hatıralar, Afet İnan