Vereceğiniz emrin yerine getirilmesinden emin olmak istiyorsanız, ta gerçekleşeceği ana kadar kendiniz onun başında bulunmalısınız.
1918, Ruşen Eşref Ünaydın, Atatürk
Düşündüklerimi uygulayabilmek için hazırlıkları sürdürüyorum. Düşünceyle ilgili hazırlıklar, seferberlikte davul, zurnayla asker toplamaya benzemez. Bu işte, alçakgönüllü, uysal olmak fakat karşındakine içtenlikle davrandığını hissettirmek, sabırla çalışmak gerekir.
10 Aralık 1919, Ulus Gazetesi
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben ulusumun ve en büyük atalarımın en değerli miraslarından olan bağımsızlık aşkıyla yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar aile, özel ve resmi yaşamımın her evresinde tanık olanlar bu aşkımı bilirler. Bence, bir ulusta şerefin, saygınlık, namus ve insanlığın var olabilmesinin ve süre gitmesinin, o ulusun kesinlikle özgürlük ve bağımsızlığını elinde bulundurmasıyla gerçekleşme olanağı vardır. Ben kendim bu saydığım niteliklere çok önem veririm; ve bu niteliklerin kendimde bulunduğunu ileri sürebilmek için, ulusumun da aynı nitelikleri olmasını başlıca koşul sayarım. Ben yaşayabilmek için, kesinlikle, bağımsız bir ulusun çocuğu kalmalıyım. Bu nedenle ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur. İnsanlığı oluşturan ulusların her biriyle uygarlık gereğinden olan ve ulus ve ülkenin yararlarının gerektirdiği dostluk ve siyaset ilişkilerine titizlikle değer veririm. Ancak benim ulusumu köle etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu isteğinden vazgeçinceye kadar acımasız bir düşmanı kesilirim.
Nisan 1921, Ankara Gazetesi
Adı geçen bazı gazetelerin hastalığımdan söz etmelerinin anlamı açıktır. Görüyorsunuz ki sağlığım çok iyi. Ölüme doğru en çok atılanlardan biriyim. Kurşun ve gülle yağmuru altında bir çok savaşa katıldım. Hatta ölüm bir keresinde kalbimin yanından sıyırarak geçti. Kalbimin üzerinde bir saat vardı; ve bu saat mermi parçasının şiddetini kesti. Sağlığım tamamiyle yerinde,gücüm de gelişmekte. Ölmeye hiç niyetim yok.
12 Mayıs 1928, Hakimiyet-i Milliye
Çok söz, uzun söz, bir şey için söylenir: Gerçeği anlamayanları, gerçeğe ulaştırmak için. Ben bu dönemlerden geçtim.
Ağustos 1928, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Bu ulus, bu ülke, yeni rejimiyle dünyanın en akla uygun bir varlığı olacaktır. Ben bunu gözlerimle görmeden ölmeyeceğim.
Ağustos 1929, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Bahtın ne olduğunu bana soruyorsunuz; bahtın temeli uygulanması olanaklı olan işlerde düşünüp taşındıktan sonra işe başlamaktır. Komutan olan bir kimsenin kesin bir kararlılıkla fırsatlar kaçırmaması gerekir. Aynı zamanda akla uygun olan şeyleri uygulaması gerekir. Değişimlerin yerleşmiş ve belirli kuralları yoktur. Şu kadar var ki, etkinlik halinde bulunanlara kolaylık sağlar.
23 Mart 1930, Ayın Tarihi Dergisi
Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yetmez. Ne olursa olsun, ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi gerekir.
1930, Öğrencilere bir hitabe
Şu anda düşünürsünüz ki, verilmiş bir kararım varken onu neden hemen uygulamıyorum. Verilen kararın yerinde olduğuna inanmak için durumun bütün yönlerini incelemek gerekir. Uygulamaya geçtikten sonra:
– Keşke sorunu başka bir yönden de incelemiş olsaydım, belki başka bir çıkar yol bulurdum. Belki de kan dökmeye, canlar yakmaya yol açabilecek önlemlere gerek kalmazdı, gibi kararsızlıklara düşülmemelidir. Çünkü böyle bir duraksama, karar verenin vicdanında öylesine kanayan bir nokta halinde kalır ki, düşüncesinin doğruluğundan kuşkulanır. Bu kuşkular, bu kalp işkenceleri karar veren kişinin kendisinde olmasa bile, akıllı olanlarca öyle yorumlanırsa, bu da bir güçsüzlük etkeni olur.
10 Aralık 1939, Ulus Gazetesi
Ben bir işte nasıl başarılı olacağım diye düşünmem. O işe neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdın mı, iş kendi kendine yürür.
10 Kasım 1949
Her gün, sabah, akşam, gece, uygun bir zaman bulduğunuzda, bir çeyrek, yarım saat, ne kadar vakit ayırabilirseniz kendi içinize çekilin, o gün yaptığınız işi göz önünden ve düşüncelerinizin tartısından geçirin; ne ettiğinizi, ne işlediğinizi her gün bir kez yoklayın. Bu yolla varacağınız sonucun ne denli yararlı olacağını bilemezsiniz.
16 Haziran 1955, Ulus
Benim adım çok içer diye çıkmıştır. Gerçekten ben öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman içkiyi keserim; görevim sırasında bir damla içmem. Yurt işlerine içki karıştırmam. İçki sadece benim keyfim içindir. İçki yüzünden görevimi bir an aksattığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, dostlarla sohbete dalarak, sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile, ben bazen uyumadan, saatinde görevim başına gider, görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve görev iki ayrı şeydir. Birbirini etkileyebilecek durumlarda görevi elbette keyfe yeğ tutmalı, içkiyi ne yapıp yapıp kesmeli.
26 Haziran 1955, Ulus
Ben her türlü bağdan uzağım. Genel yaşamdaki görevlerime gereken zaman ve enerjiyi ayırabiliyorum. Kendi özel yaşamıma istediğim akışı verebiliyorum. Göreneğin ve protokolün esiri değilim.
Gördüklerim ve Çektiklerim, Ahmet Emin Yalman
“En büyük eseriniz hangisidir” sorusuna cevap: Benim yaptığım işler birbirine bağlı ve gerekli olan şeylerdir. Fakat bana yaptıklarımı değil yapacaklarımı sorunuz.
Atatürk’ten Hatıralar, Afet İnan