Başarının temel koşulu başarıya inanmaktır. Bu inançtan yoksunluk ümitsizliği getirir. Bu ise başarısızlığa teslim olmaktır. Bu gerçeği çok iyi bilen ATATÜRK, düşmanın gücü, çokluğu ve kısmi başarıları karşısında zaman zaman yılgınlığa düşen mücadele arkadaşlarını sarsılmaz bir inançla motive etmiştir. “Başarı, başaracağım diyenlerindir” ilkesini hep canlı tutmuş ve Türk ulusunu başarıya ulaştırmıştır. Vatan Şairi Namık Kemal’in aşağıda yer alan beytindeki karamsarlık temasını beytin sözlerini değiştirerek dağıtması da ATATÜRK’ün yaşamında ve düşüncelerinde karamsarlığa yer olmadığını göstermektedir:
Kurtuluş Savaşı henüz başlıyordu. Ordu yoktu ve her taraftan vatanın bağrına giren düşmanlara karşı ancak gönüllü çetelerle savaş yapılıyordu. Milletvekilleri arasında bile, dövüşü göze alan fakat ümitsizlikten kurtulamayanlar vardı.
Bir gün Büyük Millet Meclisinde vatanın kurtulması için neler yapılması gerektiği hakkında heyecanlı konuşmalar yapılıyordu. Milletvekillerinden biri, sözlerini büyük vatan şairi Namık Kemal’in şu beyiti ile bitirdi:
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?…”
En büyük ve korkunç düşmanın, ümitsizlik olduğunu pek iyi bilen ATATÜRK bu beytin iki kelimesini değiştirerek, fakat veznini de bozmaksızın sert ve sarsılmayan bir sesle şu cevabı verdi:
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini…”
Banoğlu; s. 88-89.