ATATÜRK devrimlerinin amacı, uzun yılların ihmaliyle cehalete ve yoksulluğa mahkûm edilmiş, ağa-şeyh-keyfî yönetim üçgeninde zulme uğramış ve kaderciliğe itilmek suretiyle kullaştırılmış Türk halkının üzerindeki ölü toprağını atarak çağdaş bir devlet ve toplum sistemi oluşturmaktı. Ancak bu şekilde Türkiye karnı tok, sırtı pek, yüzü gülen uygar insanların insanca yaşadığı bir ülke olabilirdi.
Atatürkçülüğün devrimcilik ilkesi hem gerçekleştirilen devrimlere bağlılığı, onu korumayı, yaşatmayı hem de yapılanlarla yetinmeyip çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmayı gerçekleştirecek ve gelişen, değişen, yenileşen evrende toplumlar arasında çağdaş kalmayı sağlayacak başka yenilikleri de gerçekleştirmeyi amaçlar.
Türkiye bugünkü konumuna kolay gelmemiştir. O nedenle çıkarları kaybolan ağa-şeyh ve benzerlerinin günümüzdeki temsilcilerinin devrimlere yönelik kamufle edilmiş sahte düşüncelerine, açık ve gizli saldırılarına karşı ulusça bilinç düzeyinde uyanık olmalıyız. ATATÜRK’ün aşağıdaki öğütlerini dikkatle izlemeyi görev bilmeliyiz:
“Efendiler, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görünüşüyle uygar bir toplum hâline ulaştırmaktır.
Devrimlerimizin ana ilkesi budur. Bu gereği kabul edemeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur, şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan, bu anlayışta bulunanlar olmuştur. Her hâlde anlayışlarda var olan uydurma ve boş fikirler tamamen çıkarılacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyne gerçeğin nurlarını sokmak imkânsızdır.
Biz, büyük bir devrim yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük. Birçok eski kurumları yıktık. Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lâzım. En ileri demokrasilerde bile rejimi korumak için sert önlemlere başvurulmuştur. Bize gelince, devrimi koruyacak önlemlere daha çok muhtacız.
Her yeni devrime karşı bir tepki olacaktır. Bu olmayacak bir şey değildir. Bunu beklemek lâzımdır. Mutlaka, çok yakında olacak bir şeydir. Herhangi bir şekil veya yönde olabilir. Kamuoyunu yalan yanlış saptırmalarına kaptırmamak, aydınlatmak lâzımdır.”
Atatürkçülük (Birinci Kitap); s.115-119.