“… Dünyada hiçbir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım…, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez. … Belki erkeklerimiz memleketi istilâ edenlere karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısında hazır bulundular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir… Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu, keresteyi getiren, mahsulleri pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber, sırtıyla, kağnısıyla, kucağındaki yavrusuyla yağmur demeyip, kış demeyip, sıcak demeyip cephenin harp malzemesini taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilâhî Anadolu kadınları olmuştur. Bundan ötürü, hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükran ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim”.
Burhan Göksel, ‘Atatürk ve Kadın Hakları”, “Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. 1, sayı 1, s. 223-226; Sıdıka Tezel, age.,s. 7-10; A. Afetinan, Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri, İstanbul 1975,s. 102-103, Bekir Sıtkı Baykal, “Millî Mücadelemde Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. 1, sayı 1 ve 2.