Çanakkale savaşının bütün şiddetiyle sürdüğü günlerde kendisiyle gazeteci olarak görüşmeye giden Ruşen Eşref Ünaydın, Mustafa Kemal’in cephedeki odasına girince çok şaşırdı:
“Yalnız kaldığım sürece odayı seyrettim. Duvarlarda hep asker resimleri, Balkan Savaşı’nın, Trablusgarp Savaşı’nın, Harekat Ordusu Yürüyüşü’nün, Harp Okulu öğrencilerinin hatıraları asılı idi. Bir kelebek şeklinde açılmış şal örtünün altında Paşa’nın genç Kazak subaylarını hatırlatan kalpaklı ve haşin bakışlı büyütülmüş bir resmi vardı. Yazıhanesi üzerinde bir Çerkez kamasının yanı başında Balzac’ın Colonel Chabert’i, Mauppasan’ın Boule de Suif’i, Lavedan’ın Servir’i duruyordu. Şüphe yok ki Paşa, durgun dakikalarının başluğunu edebiyatla dolduruyordu.”
Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat, Ruşen Eşref Ünaydın, İstanbul, 1954, s.16.
Afyonkarahisar’da doğdu, Ankara’da büyüdü. Yazmayı, yaratıcı olmayı, okumayı sever; bunlar için yaşar. Yaptığını düşünmez, düşündüğünü yapar. Aklın ve vicdanın yolunda hukukun ve ilmin üstünlüğünü savunur, hayal kurmak yerine hedef seçmeyi düstur edinmiş yazmaya derdinden meyil etmiş fikri hür Atatürk gencidir.