Atatürk’ün Sinop’ta Verdiği İlk Ders
– Bugün, dedi, Sinop çok sevinçli günlerinden birini yaşıyacaktır. Pek sevgili konuğumuz yoldadır.
Dostumun bu sözlerini doğrusu biraz müphem bulmuştum. Bu sefer ben, aynı surette yüzüne baktım ve kendisinden beni bu hususta aydınlatmasını rica ettim. O zaman kulağıma eğildi ve çok sevinçli bir ifadeyle:
-Gazi geliyor, Gazi! dedi.
O dakikada kalbimin derinliklerinden sanki bir şimşek pırıltısının aktığını bütün vücudumun büyük bir heyecanın sarıp sarstığını hissettim. Dostum parktan hükümet konağına doğru ilerlerken, ben de elimdeki kitabı kapamış, gözlerim bir noktaya dikili dalmıştım. Nasıl dalmıyayım: Biraz sonra, bir tarih yapan yine yeni ve orijibal bir devrim hamlesi yaratmış olan en büyüğümüzü görecektim. Onu görmek, onu dinlemek şüphesiz bir saadetti; hatta belki de bir ibadetti. İşte ben o büyük insanın o zaman için ilk olan yirmi saatlik şerefli huzurunu en aziz bir hatıra olarak saklar, anarım.
O akşam yalıdaki parkta büyük Ata’nın huzurlarında toplanmıştık. Berrak bir sema altında gece yarılarına kadar süren toplantı, diyebilirim ki tamamıyle ilmi ve fikri bir hava içinde geçti. Büyük öğretmenimizin Türk tarihine ve Türk diline dair yüksek ve geniş bilgileri, gözlerimizi yeni ufuklara çeviriyordu. Tarih ve dil konuşmalarından sonra, Alfabe devrimine geçildi. Büyük Ata, bu devrimin doğuracağı kültür gelişmelerinin mana ve mahiyetini de anlattı.Pek temiz ve canlı bir ifade, çok derin ve çekici bir talakat onun saatlerce süren izahlarında hiç değişmeyen bir vasıftı.
Gece saat tam 3 olmuştu. Atatürk:
-Arkadaşlar, tarihe, dile, harf inkılabına, hatta memleket işlerine dair birçok şeyler konuştuk. Samimi bir muhit ve hava içinde geçirdiğim bu dakikaları unutamıyacağım. Çok mütehassisim. Vakit geldi. Müsaadenizi rica edeceğim, dedi.
Bir dakika sonra ayağa kalktı; yavaş yavaş park iskelesine doğru ilerledi. 19 Mayıs 1919’da bugünkü Kemalist Türkiye’yi kurmak üzere Samsun’dan Anadolu içlerine doğru ilerleyen Büyük Kurtarıcımızı, bu seferde yaptığı devrimlerden birini daha feyizlendirmek için gittiği aynı kutsal yola, Samsun’a uğurladık.
Türk Milliyetçilerinin Kalemiyle Atatürk, s. 32-33.