Özel hayatında, en küçük, en değersiz arkadaşına, sofrasında ayağa kalkacak kadar nazik bir ev sahibidir.
***
Yunan orduları, Ankara üzerine yürüyordu. Bir sabah erken, Millet Meclisi’nde toplandık. O’ndan bilgi alacaktık. Bir Anadolu haritası istedi, getirdik. Kırmızı kalemle, Sakarya arkasında geniş, uzun bir hat çizdi ve bu hattı bize göstererek:
“Düşmanı burada tepeleyeceğiz!” dedi. İnandık, niçin inandık, nasıl inandık, hâlâ bilmiyorum.
Bu işi üzerine aldı ve düşmanı çizdiği hat üzerinde tepeledi. O, Sakarya’dan Ankaraya’ya bir çocuk gülümsemesiyle dönmüştü. Yenilgimizle bittiği takdirde Türk bağımsızlığının mutlak ve mutlak sonu olacak bir çarpışmayı kişisel çabalarıyla kazanmıştı.
***
Anadolu yaylası üstünde, çorak, yanık ve yıkık bir yurt parçasında, O, kendine bir kürsü kurdu. Türk ulusu, ilk defa, O’nun sesiyle kendine, uluslara, dünyaya ve tarihe haykırdı.
Günebakan, 1929