Neşeli bulunduğu bir zamanı seçerek:
– Paşam… demiştim, şu danıştıklarının içinde bazen öyleleri var ki, şaşıyorum. Bunların düşüncelerine nasıl olsa, sonunda katılmayacaksın.
Kararını önceden vermiş olduğunda belli… O halde ne diye onları birer
birer çağırıp karşında söyletirsin?
Atatürk, yüzüme alaycı bir eda ile bakıp, şu cevabı vermişti:
– Bazen hiç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir; hiçbir
fikri küçük görmemek lazımdır. Sonuçta kendi fikrimi uygulayacak bile
olsam, herkesi ayrı ayrı dinlemekten zevk alırım.
Atay, Babanız Atatürk… a.g.e., s. 122

Afyonkarahisar’da doğdu, Ankara’da büyüdü. Yazmayı, yaratıcı olmayı, okumayı sever; bunlar için yaşar. Yaptığını düşünmez, düşündüğünü yapar. Aklın ve vicdanın yolunda hukukun ve ilmin üstünlüğünü savunur, hayal kurmak yerine hedef seçmeyi düstur edinmiş yazmaya derdinden meyil etmiş fikri hür Atatürk gencidir.