Neşeli bulunduğu bir zamanı seçerek:
– Paşam… demiştim, şu danıştıklarının içinde bazen öyleleri var ki, şaşıyorum. Bunların düşüncelerine nasıl olsa, sonunda katılmayacaksın.
Kararını önceden vermiş olduğunda belli… O halde ne diye onları birer
birer çağırıp karşında söyletirsin?
Atatürk, yüzüme alaycı bir eda ile bakıp, şu cevabı vermişti:
– Bazen hiç umulmadık adamdan ben çok şeyler öğrenmişimdir; hiçbir
fikri küçük görmemek lazımdır. Sonuçta kendi fikrimi uygulayacak bile
olsam, herkesi ayrı ayrı dinlemekten zevk alırım.
Atay, Babanız Atatürk… a.g.e., s. 122