Atatürk’ün, özellikle akşam sofrası, çok konuşulmuş ve hâlâ da konuşulan bir konudur. Halbuki, bu sofrada, yapılacak bütün işler ele alınır ve enine boyuna ciddi olarak konuşulurdu. Ayrıca, hangi konu ele alınacaksa, o konuyu iyi bilen üniversiteden veya dışarıdan şahıslar da yemeğe çağrılır ve o konu iyice tartışılıp karara bağlanırdı. Toplantıyı Atatürk idare ederler ve konuşmaları da kesinlikle şahsiyete döktürmezlerdi. Eğer o konuyla ilgili kişi orada yoksa, hemen getirtilir veya o konu başka bir güne bırakılarak o kimse de toplantıya çağrılırdı.
Toplantılarda, daima bir kara tahta ve tebeşir bulundurulur bazen de dünya ve Türkiye haritaları astırılırdı.
Genellikle bazı kimseler, Atatürk’ün sofrasında hemen daima bulunurlardı. Atatürk, bu kişilere ya not aldırırlar, ya makale yazdırırlar veya elçi gibi kullanarak gidip araştırma ve tetkik etme görevi verirlerdi. Sofrada bulunan bu kimselere, her zamanki kişiler; bilinen, belirli kişiler anlamında “Zevat-ı Mutade” denirdi. Bu kimseleri tek tek inceleyecek olursak, görürüz ki bu kişiler ya hükümet üyesidirler veya zamanının en ileri gelen fikir ve kalem üstatlarıdır. Bu kişiler şunlardı:
Celal Sahir Erozan: Gazeteci-Yazar
Falih Rıfkı Atay: Bolu Milletvekili ve Hakimiyet-i Milliye gazetesi başyazarı
Fuat Bulca: Türk Hava Kurumu Başkanı
Hakkı Tarık Us: Vakit Gazetesi Başyazarı
İbrahim Aleâttin Gövse: Yazar
İrfan Ferit Bey
Mehmet Emin Yurdakul: Büyük Türkçü şair ve yazar
Mahmut Bey: Siirt Milletvekili ve Milliyet Gazetesi baş yazarı
Mithat Alam: Maraş Milletvekili
Necmettin Sadak: Hariciyeci (=Dışişleri) (İnönü zamanında Hariciye Bakanı ve Başbakan olmuştur.
Recep Peker: Halk Partisi Genel Sekreteri (İnönü zamanında Başbakan olmuştur)
Recep Zühtü Bey: Atatürk’ün Selanik’ten arkadaşı
Şükrü Saraçoğlu: İzmir Milletvekili (İnönü zamanında Başbakanlık yapmıştır)
Şükrü Kaya: Dahiliye (İçişleri) Vekili
Dr. Tevfik Rüştü Aras: Hariciye (=Dışişleri) vekili ayrıca, Atatürk’ün Selanik’ten beri arkadaşı
Yusuf Akçura: Araştırmacı ve tarihçi
Bunların dışında sofrada sıkça bulunan kişiler de şunlardı:
Ziya Gökalp: Büyük Türkçü ve filozof
Yusuf Ziya Özer: Eskişehir milletvekili
Ahmet Ağaoğlu: Edebiyatçı, yazar
Ali Çetinkaya: Emekli Albay, ulaştırma bakanı
Ali Kılıç: Emekli Subay, Gaziantep kurtuluşu gazisi
Ruşen Eşref Ünaydın: Gazeteci-yazar
Yunus Nadi: Cumhuriyet Gazetesi kurucusu ve başyazarı
Nuri Conker: Emekli binbaşı, Atatürk’ün Selanik’ten beri arkadaşı
Cevat Abbas Gürer: Baş yaver
Salih Bozok: Baş yaver ve Atatürk’ün Selanik’ten beri tanıdığı arkadaşı.
Muzaffer Kılıç: Yaver (Atatürk’ün Filistin’den beri yaveri)
Ayrıca Ata’nın sofrasına her zaman gelebilen kişiler de şunlardı:
İsmet İnönü: Başvekil
Mareşal Fevzi Çakmak: Genelkurmay Başkanı
Celal Bayar: İktisat vekili, İş Bankası kurucusu
Bu sofrabaşı sohbetleri bazen sabaha kadar sürerdi. Herhangi bir konu görüşülürken o konuyu iyi bilene Atatürk sual yöneltir ve onu konuşmaya zorlarlardı. Bilmediği konuları can kulağı ile dinler ve öğrenmek isterlerdi.
Sofrada genellikle mevsim sebzeleri dışında, pilav ve kuru fasulye mutlaka yemekte bulunurdu. Lüks sayılan yemekler genellikle sofrada bulunmazdı. Kendileri meze olarak peynir, leblebi ve kavunu tercih ederlerdi. Hâlâ da konuşulanların tam aksine, böyle gecelerde, en az eğlenceye yer verilirdi. Sırf misafir ve dostları için çağrılan ses ve saz toplulukları, pek çok defalar hiç sazlarını bile açmadan evlerine geri dönmüşlerdir.
Muzaffer Kılıç ve Halil Nuri Yurdakul’dan
Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Yurdakul Yurdakul