“İstiklâl-i tâm
(tam bağımsızlık), bizim bugün deruhte
ettiğimiz (üzerimize aldığımız) vazifenin ruhu
aslisidir (asıl ruhudur)…Biz yaşamak isteyen,
haysiyet (onur) ve şerefiyle yaşamak isteyen
bir milletiz…bugün yalnız bir nokta etrafında
toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını
akıtmağa karar vermiş(iz)tir. O nokta;
istiklâl-i tâmımızın temini ve idamesidir.
İstiklâl-i tâm denildiği zaman, bittabi siyasî,
malî, iktisadî, adlî, askerî, harsî (kültürel) ve
ilâh, her konuda istiklâl-i tâm ve serbest-i
tâm demektir. Bu saydıklarımın herhangi
birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve
memleketin mânâ-yı hakikîsiyle bütün
istiklâlin mahrumiyeti demektir. Biz bunu elde
etmedikçe, barış ve huzura
kavuşamayacağımıza inanıyoruz”
(Nutuk,
2002:423).