Salih Bozok Anlatıyor:
Taaruz kararı, en müsait zamanda, Sakarya muzafferiyetini (zaferini) takiben verilmişti. Taaruzun icrasından birkaç hafta evvel cepheye gidildi. Gazi Paşa hazretleri vaziyeti yerinde inceledikten sonra yakında bir taaruza geçilecekmiş gibi hazırlık yapılmasını emrettiler. Birkaç gün cephede kaldıktan sonra tekrar döndük. Maksat, taaruz söylentilerini bertaraf etmek ve etrafa, ancak bir teftiş seyahati icra edildiği, hissini vermekti. Nihayet bir gece (23 Ağustos) Gazi Paşa Ankara’yı sessizce terk etti. İkametgâhımız Çankaya olduğu için şehre uğramaksızın Konya yolu takip edilebilirdi. Müfarekatımızdan (ayrılığımızdan) evvel paşanın ikametgâhında kalanlara suret-i mahsusada (özel bir şekilde) emir verildi.
“Hareketimiz ifşa edilmeyecekti.” Ve bir iki gün zarfında köşke gelenler olursa, Gazi Paşa’nın rahatsızlığı ileri sürülerek kimse ile görüşmesi mümkün olmadığı anlatılacaktı. Bu suretle birkaç gün kazanmak istiyorduk.
Ertesi gün, öğle üzeri otomobillerle Konya’ya vasıl olduk (ulaştık). Paşa’nın Ankara’dan hareket ettiğinden haberdar olmadıkları için, ansızın gelişimiz Konyalıları hayrete düşürdü. İki gün Konya’da kaldıktan sonra, Garp (Batı) Cephesi Karargâhı’nın bulunduğu Akşehir’e gittik.
Akşehir’de Kumandanların İçtiması
Akşehir’de bir kumandanlar içtiması yapıldı. Taaruzun nasıl gerçekleştirileceği bu önemli içtimada kararlaştırıldıktan sonra gereken araç gereçler alınarak Garp Cephesi Karargâhı Akşehir-Şuhut’tan nahiye (bölge) merkezine nakledildi. Burada karargâh düşman uçaklarının izlenmesine açık bir vaziyette olduğu için Kocatepe ile Şuhut arasındaki vadiye çadırlar kuruldu. Fevzi ve İsmet Paşaların karargâhları da sık ağaçlarla kaplı ve her iki tarafı da yalçın tepelerle çevrilmiş vadinin içinde idi.
Bu sırada Anadolu Ajansı Çankaya’da yabancı sefirler ve devlet ricali (devlet görevlileri) şerefine düzenlenen bir çay ziyafetinden bahsetmekteydi. Bu haber esasında maksatlı olarak Gazi Paşa’nın Ankara’da bulunduğu hissini vermek için ifşa edilmişti. Nitekim İstanbul gazetelerine de telgraflarla verildi. Ve kimse de zerre kadar şüphe etmedi.
Anılarla Atatürk, İstanbul Görsel Yapım Prodüksiyon