Siyasal çekişmelerin çoğu basit şeylerdir. Fakat toplumun yararına yapılan çalışmalar her zaman verimlidir. Neden Anadolu’ya gelip çalışmazlar? Neden ulusla doğrudan doğruya ilişki kurmazlar? Ülkeyi gezmeli, ulusu tanımalı, eksiği nedir göstermeli. Ulusu sevmek böyle olur. Yoksa lafla sevginin bir yararı yoktur.
Ekim 1911, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Bir toplumun yaşaması ve mutluluğu, ancak dilekte ve dileği gerçekleştirme yolunda tam bir birlik halinde olmasına bağlıdır.
Mart 1920, Nutuk
Bizim açık ve uygulanabilir gördüğümüz siyasal yöntem ulusal siyasettir. Dünyanın içinde bulunduğu genel koşullar ve yüzyılların kafalara ve karakterlere yerleştirdiği gerçekler karşısında düşe kapılmak kadar büyük yanılgı olamaz. Tarihin dediği budur; bilimin, aklın mantığın dediği budur. Ulusumuzun güçlü, mutlu ve sağlam bir düzen içinde yaşayabilmesi için devletin bütünüyle ulusal bir siyaset gütmesi, ve bu siyasetin iç örgütlerimize uyumlu olması ve onlara dayanmasıdır Ulusal siyaset dediğimiz zaman anlatmak istediğim şudur: Ulusal sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi gücümüze dayanarak varlığımızı koruyup ulusun ve ülkenin gerçek mutluluğuna, ülkenin bayındırlığına çalışmak, gelişigüzel, ulaşılmayacak istekler ardında ulusu koşturmamak ve zarara sokmamak; uygarlık dünyasının uygarca ve insanca davranışını ve karşılıklı dostluğunu beklemektir.
Nisan 1920, Nutuk
Ulusun bağrında özgür bir birey olmak kadar mutluluk var mıdır bu dünyada? Gerçekleri bilen, kalp ve vicdanında manevi ve kutsal zevklerden başka zevki olmayan insanlar için, ne kadar yüksek olursa olsun, dünyalık makamların hiçbir değeri yoktur.
Mayıs 1922, Nutuk
Hizmet edenler, namuslarının gereği olan ödevlerini yerine getirmekten başka bir şey yapmamışlardır.
Ocak 1923
Ülkümüzü açıkça dile getirmeliyim. Onu inançla duymalı, yılmadan izlemeliyiz. Kişisel çıkarlarımızdan, insanı küçülten isteklerimizden sıyrılmayı ancak böyle canlı ve ateşli bir ülkünün yardımıyla başaracağız. Gençlerin kardeşleriyle, babalarıyla, tecrübeli yaşlılarıyla, İslamın özünü kavramış gerçek din bilginleriyle birlikte çalışmakla başarıya ulaşacakları olanağı kesindir.
***
Sayın gençler, yaşam savaşmadan başka bir şey değildir. Bu nedenle yaşamda yalnız iki şey vardır: Yenmek ve yenilmek. Siz Türk gençlerinin benliklerine emanet ettiğimiz şey her zaman yenmektir ve eminim hiçbir zaman yenilmeyeceksiniz. Ulusun yükselme nedenleri ve koşulları yolunda yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda kesinlikle duraksamayın. Ulusu o yükselme aşamasına çıkarmak için, dikilecek engelleri hep birlikte önleyeceğiz. Bunun için kafalarınıza, anlayışınıza, bilginize gerekirse bileklerinize, pazılarınıza, bacaklarınıza başvurarak, sonunda o amaca kesinlikle ulaşacağız.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Bu ulus, bu ülke yeni yönetimiyle dünyanın en akla uygun olarak yönetilen bir varlığı olacaktır. Ben bunu gözlerimle görmeden ölmeyeceğim.
Ağustos 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Yeni Türkiye’nin dünya, ulusal ve ekonomik genel siyaseti ile belirtilen ulusal etkenler hepimizin çalışma yönünü göstermiş bulunmaktadır ki, bu yönün az zamanda ulusumuzun yüksek yeteneklerini belirtmesine fırsat vereceği kesindir. Türk ulusu istek ve yeteneğinin yönelik olduğu yolları görmeye çalışan ve görebilen evladına her zaman değer vermiş, onu korumuştur.
Kasım 1925, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Eğer bağlı olduğum ulusun ün ve onuru varsa, ben de ünlü ve onurluyum. Yoksa, içinizden herhangi bir adam çıkar da, ün ve onur peşinden koşar ve herkesten ayrı olmak isterse biliniz ki o başınıza beladır, beladır, beladır. Ulus böyle kimselerin davranışına müsaade etmemelidir.
10 Kasım 1930 Ulus Gazetesi
Türk ulusu! Kurtuluş savaşına başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu Olsun! Bu anda büyük Türk ulusunun bir bireyi olarak bu kutlamaya kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık: Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki başarıyı Türk ulusunun ve onun değerli ordusunun birlikte olarak kararlılıkla yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmüyoruz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunda ve kararlılığındayız. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve en uygar ülkesi düzeyine çıkaracağız. Ulusumuza en geniş refah aracı kaynaklar sağlayacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için bizce zaman ölçüsü, geçmiş yüzyılların gevşetici düşüncelerine göre değil, yüzyılımızın hız ve eylem kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşku yoktur. Çünkü Türk ulusunun karakteri yüksektir. Türk ulusu çalışkandır. Türk ulusu zekidir. Çünkü Türk ulusu ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir toplum olan Türk ulusunun tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, yaradılıştan olan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusunu sürekli olarak ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, insanlığa gerçek rahatlığı sağlama yolunda , kendisine düşen uygarlık ödevini yapmakta başarılı kılacaktır. Büyük Türk ulusu! On beş yıldır giriştiğimiz işlerde başarı sözü veren birçok konuşmamı işittin. Mutluyum ki, bu yolda sözlerimin hiçbirinde ulusumun bana güvenini sarsacak bir yanılgıya düşmedim. Bugün aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülkü yolunda tam bir birlik içinde yürümekte olan Türk ulusunun büyük bir ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kez daha anlayacaktır. Hiçbir kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygarlık niteliği bundan sonraki gelişimiyle, geleceğin uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk ulusu, sonsuza doğru akıp giden her on yılda, bu büyük ulus,bayramını daha büyük onurlarla, mutluluklarla dirlik ve refah içinde kutlamam gönülden dilerim.
Ne Mutlu Türküm diyene!
Ekim 1933, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Her Türkün son nefesi, Türk ulusunun nefesinin tükenmeyeceğini, onun sonsuz olduğunu göstermelidir. Yüksel Türk! Senin için yükselmenin sınırı yoktur.
11 Ocak 1935, Mülkiye Mektebi öğrencilerine