Baylar, ticarete ilişkin düşüncelerimi iki biçimde saptıyorum. Biri bugünle ilgili ve bugünün gerektirdiği düşünceler,
ötekisi ise gelecekle, yani barıştan sonra ulusun istek ve dileklerine bağlı düşünceler. Eğer bugün ticaretimiz hakkında ne düşünüyorsanız diye sorarsanız, bu soruya bir tek cevap veririm: Bugün düşündüğüm tek şey kapitülasyonlardır. Maddi bakımdan, eylemle, kanla kaldırılmış olan kapitülasyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini sağlamaktır. Ticaretimizin de, endüstrimizin de gelişme ve yükselmesi buna bağlıdır. Bugünle ilgili olan bu sorun çözüldükten sonra, yarınla ilgili olanak Türkiye ticaretinin dünya ticaretiyle rekabet edebilmesi yolunda düşünülmesi gereken şeyleri, elbette siz tüccarlar benden daha iyi bilirsiniz.
***
Ticaret için iki şey gerekir. Bir kere dışarıya gönderilecek ürünlerin gönderileceği yer sağlanmalıdır. Bu olmazsa ticaret olmaz. Ürünleri dışarı gönderebilmek için süratli ve güvenli araçlara ihtiyacımız vardır. Bu nedenle bütün gücümüzle bir an önce otomobiller, karayolları, demiryolları yapmak zorundayız. Sonra ticarette düşüneceğimiz ikinci iş, ticareti, dışsatım ve dış alımlarımıza aracılık eden yabancıların elinden kurtarmaktır. Üzülerek söylüyorum ki, ticaret bizim elimizde değildi. Ulusal ticaret kuruluşları birer birer elimizden alınmıştı. Artık halkımızın tüccar sınıfını zengin edebilmek için ticaretin yabancı ellerde bulunmasına engel olacak önlemleri almak zorundayız. Arkadaşlar, ülkeyi zengin edecek dışalımdan ziyade dışsatımdır. Oysa, dış satım: mallarımız ancak sahillerimize kadar gidiyor ve böylece oradan yabancı ülkelere gönderilirken yabancıların eline geçiyor ve böylece kazancımızın önemli parçasını yitirmiş oluyoruz. Onun için dışsatım kaynaklarımız bizden olan tüccarlarımızın elinde bulunmalıdır. İşte ticaretimiz için düşünülecek başlıca şeyler bunlardır. Bunların her birini bugünkü uygarlığa göre, uygarlığın bugünkü gereklerine göre, dünya ticaretinin bugünkü kurallarına göre kolaylıkla sağlayabileceğimizi sanmak aymazlığına düşülmemelidir. Ancak güç de olsa, az da olsa, zorluklar da çeksek, bu amaca doğru yürüyecek ve Tanrı’nın izniyle haşan kazanacağız.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II