“Mustafa Kemal, taçlılar gibi ecdadından gelmedi. Atatürk’ün ecdadı kendindenbaşlar. O, alelâde mânasıyla asil değildir, kendisi asıl’dır.
Ali Fuat Erden, Atatürk
Mustafa Kemal’de ihtilâlci, devlet adamı, serdar, yani sivil şef, siyasî şef, askerî şef birleşmişler; Cromwell, Washington, Moltke O’nda toplanmışlardır.
***
Kaderin Atatürk’e verdiği ödevler çetin idi: Yenilmiş, silâhları elinden alınmış bir orduyu zafere ulaştırmak…
Açık ve gizli birçok düşmana karşı, o kadar zorluklar içinde, o kadar eksik araçlar ve yapayalnız yapılan ve parlak bir zaferle sonuçlanan bir savaşın tarihte benzeri hemen hemen yoktur.
***
Memleketin istila edildiği o acı günlerde, Türkiye’nin bugünkü mutlu geleceğine inanmak hülya gibi bir şeydi. Buna Mustafa Kemal inandı. Umut havası yarattı. Zafere iman yarattı. Vatanın kurtuluş azmini kendinde şahıslandırdı.
Belleten Dergisi, 1956, sayı 80