“Yaradılış itibariyle her insan, içinde yaşadığı toplumda hayatın en
mutlu, en kolay, en tatlı taraflarının kendisine düşmesini ister ve en kuvvetli olan, kendisinden zayıf olanları yok sayar. Bunun sonucu huzur, rahat,
güven ve düzen içinde yaşamak olanaksızdır. İşte insanlar arasında kavga
yerine birbirine yardım, karşılıklı saygı, düzen koyan, herkese haklarını ve
görevlerini tanıtan hukuk kuralları ve bunların istikrar bulmuş bir şekilde
uygulanmasıdır. Bu iş ancak devlet örgütünün ve kuvvetin bulunması sayesinde mümkündür. Devlet herkesin hakkını ve görevlerini belirler. Hiçkimse
belirlenen sınır dışında bir hak iddia edemez. Bunun gibi kendisi de fazla
hiçbir görev ile sorumlu tutulamaz.
Medeni Bilgiler, S. 28