“Demokrasinin, bütün anlamıyla, ideali, milletin tamamının, aynı zamanda, yöneten durumda bulunabilmesinin, hiç olmazsa, devletin son iradesini, yalnız milletin ifade ve göstermesini ister. “ Ne yazık ki, milletlerin, çoğunluk nüfusu, düşünce eğitim dereceleri, idealin uygulanmasında; büsbütün idealden yoksunluğa sebep olabilecek önemsemeyişten kaçınmayı gerektirir. Bu nedenle, demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en doğru uygulamasını sağlayan hükümet şekli, Cumhuriyettir. Cumhuriyette son söz, millet tarafından seçilmiş meclistedir. Millet adına her türlü yasalan o yapar. Hükümete güvenir ve onu düşürür. Millet, vekillerinden memnun olmazsa, (belirli zamanlar sonunda) başkalarını seçer. Millet, egemenliğini, devlet yönetimine katılımını, ancak, zamanında oyunu kullanmakla yerine getirir. Cumhuriyette hükümet, herhangi bir usulde, sınırlı bir zaman için seçilmiş bir Cumhurbaşkanına verilir. Başbakanı o gösterir, Bakanlar kurulunu oluşturacak vekilleri, Başbakan milletvekillerinden seçer. Cumhuriyet, milletvekillerinden oluşan meclisi ve sınırlı zaman için seçilmiş Cumhurbaşkanı ile milli egemenliğin korunmasının en iyi dayanağıdır. Cumhuriyette, Meclis, Cumhurbaşkanı ve hükümet, halkın hürriyetini, güvenini ve rahatını düşünmek ve bunları sağlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamazlar. Çünkü bunlar, bilirler ki, kendilerini iktidar ve yetki makamına, belirli bir zaman için, getiren irade ve egemenliğin sahibi olan millettir ve yine bunlar bilirler ki, iktidar makamına, saltanat sürmek için
değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Millete karşı tutum ve görevlerini kötüye kullandıkları takdirde, şu veya bu şekilde, milli iradenin, kendi haklannda da gerçekleşmesiyle karşı karşıya kalabilirler. Millet
tarafından, millet adına, devleti yönetmeye yetkili kılınanlar için,
gerektiğinde millete hesap vermek zorunluluğu, saygısızlık ve isteğe
bağlı hareketle yapılamaz.
Medeni Bilgiler, S. 57-58