Benim için en büyük koruma yeri ve yardım kaynağı ulusun kucağıdır.
Ağustos 1919, Nutuk
Amasya panayırında, acınacak halde bulunan halkı görünce, Atatürk arkadaşına:
– Bak kardeşim, böyle bir ulustan nasıl ayrılırsın? Bu eski püskü giysiler içinde acınacak halde gördüğün şu insanlar yok mu? Onlarda öyle yürek, öyle bir maya vardır ki, olmaz şey! Çanakkale’yi kurtaran bunlardır. Kafkasya’da, Galiçya’da, şurada burada arslanlar gibi çarpışan, bin türlü yokluğa aldırmayan bunlardır.
Ekim 1919, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III
İki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, ölümlü olan Mustafa Kemal; ötekisi ulusun hep içinde yaşattığı Mustafa Kemal. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa, beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk anaları başka Mustafa Kemal’ler doğurmayacaklar mı? Verimlilik ulusundur, benim değil.
1921
Baylar, giriştiğimiz büyük işlerde, ulusumuzun yüksek yeteneği ve yüksek sağduyusu başlıca yol göstericimiz ve başarımızın kaynağı olmuştur.
Kasım 1922, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Ulusun bütün bireyleri gibi, ulusal davamızda benim de çalışmalarım olmuşsa da, görülen işlerde bir yürütüm gücü varsa ve başarı olmuşsa, bunu bana yöneltmeyiniz. Bunu ancak ve ancak bütün ulusun manevi kişiliğine veriniz. Ben ulusun bu yüce manevi benliği içinde önemsiz bir birey olmakla mutluyum. Baylar, ulus bir bütün olarak, tek bir manevi kişi olarak birleşmiş bir topluluk halinde ortaya çıktı ve bu yüce birliği koruyarak kendisine düşman olanları ortadan kaldırdı.
***
Ben ve benim gibi sevdiğinize kuşku olmayan arkadaşlarla beraber vicdanımıza düşen görevi yerine getirdik. Bu konuda bizi yüreklendiren siz ve sizi var eden büyük kalpli analar ve babalarımız ve bu ulustur.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Benim kişisel olarak güç ve erkim, halkın bana gösterdiği güven ve inançtan başka bir şey değildir. Bu güven sürdükçe ben de bu güvene layık olmayı sürdürecek ve geleceğe bu karşılıklı güvenle hep birlikte yürüyerek, Tanrı’nın izniyle, pek az zamanda ulusa refah ve mutluluk sağlayacak büyük amacımıza ulaşacağız.
***
Ben sanıyorum ki, ulus bireylerinin hiçbirinden üstün değilim. Ben çok girişimde bulunduysam bu, benden değil ulusun özünden kaynaklanan girişimlerdir. Sizler olmasaydınız, sizin vicdanlarınızın eğilimi bana bir dayanak noktası olmasaydı ben hiçbir girişimde bulunamazdım. Ulusun üstün niteliklerini kişilere yönelten anlayış, eski yönetimlerin sistem ve yöntem biçiminden kaynaklanmaktaydı.
***
Her zaman yinelemek zorunda kalıyor ve yinelemede yarar görüyorum! Eğer ben ulusa herhangi bir hizmette bulunmuşsam, eğer ben herhangi bir girişime önayak olmuşsam, bu hizmet ve girişimin temel kaynağı, saygılar ve sevgilerle bağlı bulunduğum, bundan sonra da saygı ve sevgiyle bahtlılık ve mutluluğuna varlığımı, yaşamımı vereceğim sevgili ulusumdur. Bir ulusta güzel şeyler düşünen insanlar, olağanüstü işler yapmaya yetenekli kahramanlar bulunabilir. Ancak böyle kişiler yalnız başlarına hiçbir şey yapamazlar; meğer ki, genel bir duygunun etkeni, temsilcisi olsunlar. Ben ulusumun düşünceye duygularını yakından bilmek, sevgili ulusumda gördüğüm yetenek ve ihtiyacı belirtmekten başka bir şey yapmadım. Onun bu yetenek ve duygularım bilmekle övünüyorum. Ulusumdaki, bugününkü zaferleri elde edebilecek özelliği görmüş olmak! işte bütün mutluluğum budur.
Mart 1923, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Önemli bir görevin yerine getirilmesinde benden önce girişime geçen ulus olmuştur. Benim şu, ya da bu nedenle ertelediğim önemli görev için ulus beni uyarmış ve o görevi yaptırmıştır. Bunu ulusun ortak ruhundaki yücelik ve olgunluğa parlak bir örnekle belirtiyorum.
Ağustos 1925, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Milli Mücadeleyi yapan doğrudan doğruya ulustur. Ulus, savaşı analarıyla, babalarıyla, kız kardeşleriyle kendisine ülkü edindi. Biliyorsunuz ki, yüzyıllarca olagelen savaşlar ve onların sonuçları olarak tarihe geçen büyük zaferler vardır. Fakat o zaferleri elde edenler kendi ülküleri için değil , şunun bunun suçuna kul köle olarak hareket etmiştir. Oysa, milli mücadelede kişisel tutku değil, ulusal onur gerçek güdü olmuştur.
***
Ülke ve ulus hizmetlerinde önder olmak isteyenlerin esin kaynağı, ulusun gerçek duyguları ve istekleridir. Bizim sözü edilmeye değer bir davranışımız varsa o da ulusun duygu ve eğilimleri ile ilişki kurmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Her türlü başarının sırrının, her türlü gücün, erkin gerçek kaynağının ulusun kendisi olduğuna inancım tamdır.
Ekim 1925, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II
Benim değersiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır; ve Türk ulusu güvenlik ve mutluluğunu güvence altına alan ilkelerle uygarlık yolunda duraksamadan yürümesini sürdürecektir.
19 Mayıs 1926, Hakimiyet-i Milliye gazetesi
Ben 1919 yılı Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir güç yoktu. Yalnız büyük Türk ulusunun soyluluğundan doğan benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir güç vardı. İşte ben, bu ulusal güce , bu Türk ulusuna güvenerek işe başladım.
Mart 1927, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Ben gerektiği zaman en büyük armağanım olarak Türk ulusuna canımı vereceğim.
12 Temmuz 1927, Ulus
Ben ulusun vicdanında ve geleceğinde sezinlediğim doğuştan büyük gelişim yeteneğini, ulusal bir sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş toplumumuza uygulatmak zorundaydım.
1927, Nutuk
Cumhurbaşkanı olarak, Cumhuriyetin yasalarına ve ulusal egemenlik ilkelerine uyacağım ve bunları savunmaya ve Türk ulusunun mutluluğuna içten bağlı olarak bütün gücümle çalışacağıma, Türk devletine yönelecek her tehlikeye şiddetle karşı koyacağıma, Türkiye’nin ün ve onurunu korumaya ve yükseltmeye ve üstlendiğim görevin gereklerine kendimi adayacağıma önünüzde namusum üzerine söz vererek and içerim.
Mart 1931, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I
Sizden olan bir kişiye kendinizden fazla önem vermeyiniz. Her şeyi ulusun bir bireyinin onur ve değeri üzerinde toplamak, geçmişe, bugüne ve yarına ilişkin toplum sorunlarının aydınlatılmasını bu yüksek sosyal toplumun alçak gönüllü bir kişisinden beklemek elbette doğru değildir. İçinizden bir kişiyi çok sevebilirsiniz. Ancak bu sevgi ulusal varlığınızı herhangi bir kişiye bağlamaya sizi sürüklememelidir. Bunun tersine davranış kadar büyük bir yanılgı olmaz.
Gördüklerim ve Çektiklerim, Ahmet Emin Yalman