“Bir elin nesi var iki elin sesi var.” atasözünün işaret ettiği gerçek, birlikten güç doğduğudur. Yaşam ve tarih aile içerisine atılan nifakın aileyi, ulus içine atılan nifakın ise ulusu yok ettiğini çok kez göstermiştir. Tarihte bu acıları belki de en fazla yaşamış olan Türk ulusudur. Bunun içindir ki ATATÜRK; millî birlik ve bütünlüğü milletin varoluş nedenlerinden biri olarak görüp üzerinde önemle durmuştur. O, 23 Mart 1923’te Afyon’da halkla yaptığı konuşmada bu konuyu şöyle dile getirmiştir:
“Yurttaşlarım,
Gördüğünüz bütün o felâketlerden sonra, sizleri o felâkete sürükleyen sebepleri anlamışsınızdır ve o felâketlerden nasıl kurtulduğunuzu, elbette takdir etmişsinizdir. Sizler ve bütün millet o felâketlere kendine güvenmediği, geleceğini şunun bunun eline verdiği, şunun bunun esiri olduğu için uğramıştır. O, felâketlerden ancak millî benliğinize hâkim olduğunuz için kurtuldunuz; amaca doğru bütün bir millet hâlinde yürüdünüz; üzerinize çöken felâketlere tahammül gösterdiniz, sebat gösterdiniz ve ancak bu sayede başarılı oldunuz.
Bundan sonra da egemenliğinizi canınız gibi koruyarak ulusal egemenliğinize, namusunuza, kutsal değerleriniz gibi dört elle sarılarak hiç durmadan bütünlük içinde geleceğe doğru yürüyecek, bugünden daha saadetli, daha şerefli ve mutlu günlere kavuşacaksınız.
Yurttaşlarım,
Allah birlik ve beraberlik içinde çalışan, şerefini, namusunu koruyan ulusları mutlu eder. Biz de bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu anlayışla çalışırsak, Allah’tan böyle bir mutluluğu istemeyi hak ederiz.”
Erendil; s. 64.