Türklerin aşağı yukan hep ahlaklan birbirine benzer, Bu yüksek ahlak, hiçbir milletin ahlakına benzemez. Ahlakın, millet oluşumundaki yeri çok büyüktür, önemlidir. Bu önemi iyice anlamak için, ahlak hakkında birkaç söz söylemek fazla olmaz. Ahlak dediğim zaman, ahlak kitaplannda yazılı olan öğütleri kast etmiyorum; çünkü ahlaklılıktır diye yaptığımız işler ve yapmaktan sakındığımız işler; kitaplarda yazılı olan veya birtakım ahlak hocalarının tavsiye ettikleri şeylerden daha öncedir ve o sözlerden, o öğütlerden ayn olarak, onlara asla kulak vermeyerek insanlar tarafından yapılmaktadır. İş, teorinin hâkimi ve amiridir. Ahlak kurallarının nasıl yapılması gerektiği, ahlaklılık olduğu anlaşılan işler görüldükten, tecrübe edildikten sonra anlaşılır. Bir iş, her nereye ait olursa olsun insanın kuvvet kullanmasını, yorulmasını gerektirir. İnsanlar, zorunlu olmadıkça kendilerini yormak istemezler. Oysaki bazı işler vardır ki, kendiliğinden insana, onu yapmak için içten bir arzu, bir yönelme ilham eder, o iş arzuya değer olur. İşte ahlaki işler, aynı zamanda hem zorunlu ve hem de arzuya değer olan işlerdir.
Medeni Bilgiler, S. 42-43