Karşılaşılabilecek tehlikeleri büyük hedeflere ulaşmak için göğüslemeye hazır olmayanlar asla lider olamazlar. Lider; umutları söndüren değil, önderlik ettiği topluma umut aşılayan, hedef gösterebilen insandır. Bu hedefin de en kararlı ve güçlü yolcusu kendisidir. Liderin göstereceği kararsızlık ve yılgınlık yenilgiyi kaçınılmaz kılar. Bu gerçeklerin bilincinde olan ATATÜRK, önderliğinin hiçbir safhasında toplumda kararsızlık ve umutsuzluğa neden olabilecek davranış göstermemiştir.
ATATÜRK özgürlüğüne ve yurduna tecavüz edilen Türk ulusunu kurtarmak hususunda kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmek amacıyla Anadolu yolculuğuna çıkmıştır. Türk ulusunun acıları ruhunda sorumluluktan yanardağlar oluşturduğundan hiçbir engel onu bu mücadeleden bir an olsun geri çevirememiştir. Mücadelesi uğruna ölümü bile göze alacak kadar bilinçli bir kararlılığa sahip oluşu insanî bir duygu olan korkunun onda, yok olmasını sağlamıştır. Sivas Kongresi öncesi yaşanan aşağıdaki olay bunun açık bir göstergesidir:
Sivas Kongresi’ni toplamak üzere Erzurum’dan Sivas’a giderken, Erzincan Boğazı ağzında otomobilini durduran jandarmaların başındaki subay: “Eşkıyalar boğazı tutmuşlar… Tehlike var. Geçilemez! Bunları püskürtmek için merkezden güç istedik. Gelinceye değin Erzincan’da beklemeniz uygun olur.” deyince, Mustafa Kemal Erzincan’a dönmedi.
Döndüğü takdirde, ulusal mücadelenin yönünü belirlemek ve saptamak gibi çok önemli ve temelli bir görev için toplanacak Sivas Kongresi’ne katılmamak zorundaydı. Bu amaçla oraya gelmiş, kendisini bekleyen delegeler gibi, henüz duruma kuşkulu gözlerle bakan birçoklarının da kendisinin korkak olduğunu sanacaklarını, böylece her şeyin daha başlarken alt üst olabileceğini düşünerek: “Hayır… Dönmeyeceğiz… Ne pahasına olursa olsun, yolumuza devam edeceğiz!” dedi. Yanındakilere buyruğu kesindi:
-Sür’atle gidilecek!… Vurulan, ölen olursa, onunla oyalanılmayacak. Yolda ancak, tam şose üzerinde ve yakınında, yolu kapayan eşkıya ile karşılaşılırsa, hepimiz otomobillerden atlayarak, saldırıp yolu açacağız. Kurtulanlar yola devam edecek!
Otomobilini boğaza doğru sürdü ve Sivas’a gitti. O zaman, hatta sonraları da, onun bu hareketini, çılgınca bir cesaret sayanlar oldu.
İsmail Habib Sevük
Arif Hikmet Par – M. Agah Önen; s. 70-71.