ATATÜRK ve Atatürkçü düşünce sistemine karşı olan bazı maksatlı çevreler, tarihsel gerçekleri çarpıtarak ATATÜRK’ü, kendi uluslarının ve insanlığın felâketini hazırlayan Hitler ve Mussolini gibi diktatörlerle birlikte değerlendirmektedirler. Bu diktatörler, kendi ülkelerindeki demokrasilere son vererek baskı yönetimlerini kurmuşlardır. Oysa ATATÜRK, kişi egemenliğine dayalı saltanat yönetiminden Türk ulusunu kurtararak ulus egemenliğine dayalı bir yönetim getirmiştir. Birinciler insanlığı felâkete sürükleyip geçmişin karanlığına sığınmışlar, ikincisi ise aydınlığa kucak açıp ulusunu geleceğe taşımıştır. Arada benzerlik yok, karşıtlık var.
Kafasıyla, ruhuyla ve benliğiyle Türk olan hiç kimse, ATATÜRK’ün Türk halkını kulluktan kurtararak hak ve özgürlüklerinin bilincine sahip yurttaş yapmak için hayatını adadığı gerçeğini göz ardı etmemelidir. Onu diktatörlükle suçlayanlar ya gaflet içerisinde olan kıymet bilmezlerdir ya da onun getirdiği çağdaş değerlerden rahatsızlık duyan geçmiş yönetimin kalıntıları olan tutucu ve yobazlardır. Bu tür düşünenlere, bir gençle ATATÜRK arasında geçen aşağıdaki diyalog bir yanıttır:
Bir halk toplantısında, bir genç ona şu soruyu sordu:
-Paşam, size diktatör diyorlar, ne dersiniz?
-Ben, diktatör olsaydım, sen bana şimdi bu soruyu soramazdın?
Vedat Tör
Arıburnu; Atatürk, Anekdotlar-Anılar, s. 82.