Samsun’da altı gün kaldıktan sonra bir alay merkezinin bulunduğu Havza’ya gelmiştik. Fakat alay dağıtılmış, asker sayısı hiç yok denecek kadar azaltılmıştı.
Havza’da Ali Baba’nın oteline yerleştik. Az sonra Havza belediye reisi ve Havza ileri gelenleri Paşa’ya hoş geldiniz demek için otele geldiler. Ertesi akşam da Atatürk, Havza ileri gelenlerinin toplandığı Belediye Reisi İbrahim Cebeci’nin evine gitti.
Atatürk orada toplanan Havza ileri gelenlerine son durum hakkında bilgi vermişler ve “Bu durumu tenkit (tel’in) için bir mevlit okutalım, bir de miting yapalım, halkı aydınlatalım” dediler. Herkesten olumlu cevap alınınca tellal ve davullarla bu durum halka duyuruldu.
Cuma günü aziz şehitlerimiz için bir mevlit okutulmuş, şeker olmadığı için İzmir üzümü dağıtılmıştı. Sonra da bir miting yapıldı. Toplanan büyük kalabalığa o yörenin en etkili konuşan hocası Merzifonlu Sıtkı Hoca çok güzel bir konuşma yapmış ve “Güzel İzmir’imizi kurtaracağız” diyince bütün halk, “Kurtaracağız, kurtaracağız” diye bağırmıştı.
Mitingde konuşmalar yapılırken Atatürk otelin balkonunda paşa elbiseleriyle heykel gibi durmuş onları seyretmişti. Halk Mustafa Kemal Paşa’ya merakla bakıyor ve onun Çanakkale Muharebelerindeki kahramanlıklarından bahsediyordu.
O günlerde Ermeni çeteler her gün bir-iki Müslüman Türkü gece baskınlarıyla öldürüyorlardı.
O gün de iki Türkü öldürmüşler ve ölüler Havza’ya getirilmişti. Havzalılar koşarak bunu gelip Atatürk’e anlatmışlardı. Atatürk de onlara sabırlı olmalarını söylemiş, fakat olaylara çok üzülmüşler ve kızmışlardı.
Aynı gece yarısı İngilizlerin Sevr Anlaşması gereği Diyarbakır, Malatya, Çukurova bölgelerinden toplattıkları tüfek mekanizmalarının yüklendiği 40-45 katırlık bir konvoyun iki saat kadar uzaklıktaki Cerdek’te gecelediği ve ertesi gün Samsun’a doğru gidecekleri haberi geldi. Bu bilgiyi veren; eski alayın tabur komutanlarından Sami ve Kâmil Beylerdi. Korktukları için bu haberi gizli olarak otelci Ali Baba’ya söyleyip gitmişler.
Bu bilgi çok önemliydi. Çünkü tüfek mekanizması; mermiyi tüfeğin namlusuna süren küçük bir demir alettir. Bu parçanın olmaması tüfeği kullanılmaz yapar. İngilizler de bunu bildiklerinden işgal ettikleri bölgelerdeki asker tüfeklerini toplama yerine sadece bu tüfeklerin mekanizmalarını alarak binlerce tüfeği etkisiz hale getirmeyi amaçlamışlardı. Bu nedenle toplanan mekanizmalar fevkalade önemli idi.
Atatürk bu haberi duyunca derhal Belediye Reisi İbrahim Cebeci ve Bayram Con Bey’i çağırmamızı emretti. Hemen Ali Baba’yla gece evlerine gidip her ikisini de uykularından uyandırıp otele getirdik.
Atatürk onlara, hemen 8-10 süvari ile gidip çeteci gibi katırları kaçırmalarını fakat hiç kimseyi kesin olarak yaralayıp öldürmemelerini emretti.
O gece bu emir yerine getirilmiş, mekanizma yüklü katırlar kaçırılmıştı.
Ertesi gün bu 40-45 katırın mekanizma yükleri alınmış olarak Samsun’a gidecekleri yerde Havza’ya geldiklerini ve belediyece mezat meydanında satıldıklarını gördük. Bu kadar mekanizma birkaç bin kişiye yetecek kadar silah demektir.
Bu hareketleriyle Atatürk ilk kurtuluş hareketini başlatmış oluyordu. Olayların duyulması Havza’da bomba tesiri uyandırmıştı
Atatürk bir anda yücelmiş ve çok büyük bir itimat kazanmıştı. Herkesin yüzü gülmüş ve bir cesaret gelmişti. Havza’ya girerken kimsenin dikkatini çekmeyen Atatürk’ü halk Havza’dan ayrılırken uğurlamak için yollara dökülmüş ve Atatürk’ü yakından görmek için otelin önündeki meydanı tıklım tıklım doldurmuştu.
(24 Mayıs 1919)
Muzaffer Kılıç’tan
Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Yurdakul Yurdakul